Bugünlerde herhalde boş oturmaktan sıkıldığım için kendime farklı uğraşlar arıyorum.Gittiğim fuarın da etkisiyle herhalde şu sıralar kendimi kitaplara vurdum tabir-i caizse.Aynı anda üç kitabı okumaya çalışıyorum.Biri derleme,ikincisi Atatürk ile ilgili bir kitap ve üçüncüsü ise aslında eski bir kitap olan (sanırım 2003 yılında basılmış) "Selam Dünyalı Ben Türküm". Yazarı da Vedat Özdemiroğlu. Bu kitapla tesadüfen karşılaştım ve okumaya başlayınca çok zevk aldım.Türklere ait bazı tipik durumları komik bir dille yansıtmış yazar ve insanın keyifle okuyacağı bir kitap haline gelmiş.En azından benim sevebileceğim bir kitap çıkmış ortaya.Merak edenlere tavsiye ederim.Şimdi bu kitabın arkasındaki yazıyı sizinle paylaşıyorum.
Yürüyüş yaparken zıplayıp tabelalara vuranların, evde
gömlek, kravat ve süveterini çıkarmayıp sadece altına
pijama giyenlerin, gazetelerdeki insan fotoğraflarına türlü
çeşitli bıyıklar çizenlerin hikâyesi...“Kopya kişinin kıldığı
namaz geçerli midir?” diye soranların, uzaylı görünce taş
atanların, işkembe-kokoreç yasaklanır diye AB’den
hikâyesi...Haftasonu ödevini pazar akşamına sıkıştıranların,
bi arkadaşa bakıp çıkanların, duvarlarına geyikli halılar asanların,
cep mesajından destan düzenlerin hikâyesi...Adaleti mafya
tezgâhlarında arayanların, Susurluk’tan sadece ayran
çağrışımı çıkaranların, mermi manyağı yapanların/
yapılanların, her şeye ülkücü ad bulanların hikâyesi...
Otobüste cam kenarında oturan, akşamüstü hüzne
dalan,Aziz Nesin’e rakı kadehiyle rahmet
okuyanların hikâyesi... Her şeye ama her şeye alaturka
bir tını verenlerin hikâyesi...Tebessümden öte
bir şey var bu kitapta... Belki muzip bir kahkaha,belki de derin bir iç
çekme...Hâl-i pür melâlimiz işte...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder