Selam bu soğuk 27 Aralık etiketli günde haftaiçi yaptığım planların hepsini çöpe atıyorum.Bugün evde hiç sevmediğim bir organizasyona tanıklık ediyorum.Ne mi bu? maalesef ki annemim kabul günü.Evimizi komşularımız ziyaret etmek istemişler ki yakında teşrif edecekler kesin..Evde hummalı bir çalışma yürütülüyor.Böyle başta annem olmak üzere insanların başkaları için kendini yerden yere vurmalarına bir anlam veremiyorum.Benim annem eve bir misafir geleceği zaman ne yapacağını şaşıran,son misafirden sonra topladığı enerjisini birkaç günde yeni misafirler için harcayan,gerekirse yemekten feragat ederek kendini işine veren bir hanım.Ama bütün bunlar gerçekleşirken evde yaşayan benim gibi diğer ev sakinleri bu durumdan bir hayli şikayetçi olduğumuzu vurguladığımızda destek yerine köstek şeklinde bir cevap alıyoruz..İşte bugün yine aynı durum maalesef ki gelip kapımızı çaldı.Yine ev sakinleri olarak acı,hüüzn ve telaş içindeyiz.Annem büyük bir telaş içinde bizim hiçbir kelimemizi bile duymayacak şekilde işleiyle uğraşırken birden telefon çaldı.Arayan annemin öğretmen arkadaşının oğluydu.Kendisi yaklaşık 30-35 yaşları arasında, 8-9 yıllık evli ,7-8 yaşlarında bir kız babası ve işsiz.Arayan kişiyi tanımlarken yaklaşımlar kullanmış olmam kendisini çok iyi de tanımadığım bir nedenidir.Zaten işlerine yoğunlaşmış olan annem bu dar zamanda bir de telefonda uzun bir konuşma yapmaktan çekinerek her ne kadar kısa cevapla işi halletmeye çalışsa da karşı tarafın konuşma ısrarı onu bir hayli endişelendirmişti.Kendisi akraba evliliği yapmış bir ailenin çocuğu ve her ne kadar dışarıdan bir özri olmasa da psikolojik olarak sorunlu biri.Bundan dolayı da sürekli doktor kontrolünde ilaçlar kullanıyor ve bence bu ilaçlar onu her geçen gün daha da moronlaştırıyor.Saçma sapan hareketler, bir çocuk gibi anneye bağlı bir yaşam ,işte başarısızlık ve sonucu maalesef ki işsizlik, bunun beraberinde getirdiği ekonomik sorunlar,belki düzelir diye yapılan bir evlilik ve kendine bakamayan bir kişinin yaptığı bir çocuk....Bunları tek tek düşündüğümde karşıma kabus gibi bir senaryo çıkıyor.Kendisi biraz önce de sıkıntısından aramış bizi.Evde kimse yokmuş tabi yapacağı bir işi de...İşsiz olduğu için ( her ne kadar eşine bir iş bulunmuşsa da aldığı para neye yetecek..) bütün masraflarını karşılamaya çalışan bir aile ki aile memur bir aile.Günümüz koşullarında zaten bir eve bakmanın bile zor olduğu bir dönemde çocuklarına da bakmak zorundalar.Annenin ve babanın çabalarını gördükçe bazen gözlerim doluyor.Sonuçta herşeye rağmen çocukları ve ellerinden geleni yapıyorlar.Ama her dakika annesini arayıp "nerdesin anne?" diye soran sorunlu bir adam.Hatta cep telefonuna ya da ev telefonuna ulaşmayıp bütün tanıdıkların evlerini tek tek arayıp annesini soran bir bünye.Kendine bakamazken belki düzelir diye omuzlarına yük bindirilen ve bir aileye bakmasıyla görevlendirilen bir insan.Bu durumdayken bu acaba ne kadar doğru!Geçen gün artık kaçıncı olduğunu bilmediğim işte sorunlar yaşamaya ve patronu parasını vermemeye başlamış.Tabi hemen devreye anne girmiş ve oğlunun hakkını savunmuş, parasını istemiş.Tabi patronun da cevabı "sanane ya.. ister veririm ister vermem sen niye arıyorsun?" olmuş.Ama bende olsam aynı cevabı verirdim.Her ne kadar sorunlu olursa olsun bir kişi hele iş konusunda cesaretsizliğini ya da aciz olduğunu karşı tarafa belli etmemeli.Cesur olmalı ki bu durumda haklarını koruyabilmeli.Eğer karşı taraf senin cesur olduğunu anlarsa kolay kolay ezmeye de cesaret edemez.Ama olan olmuş tabii adam işten çıkarmış bunu önceden de sayısız kez olduğu gibi...Bence artık 21.yy da yaşarken bu akraba evliliklerine karşı insanlar bilinçlendirilmeli.Diyceksini ki nereye kadar söylesekte anlamıyorlar ki.. Doğru ama bu duruma düşmektense bazı şeylerden vazgeçmek en iyisi.Sonu böyle bitmeyen evliliklere inşallah ki evliliği hiç düşünmeyen biri olarak düşüncelerim bu yönde....GÖRÜŞMEK ÜZERE DOSTLAR :)
Neden Yazıyorum!!!
13 yıl önce
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder